2023 verilerine göre dünya genelinde 1,25 milyar, Türkiye’de ise 117,7 milyon kişinin kullandığı kredi kartının hikâyesini merak edip bu parlak fikrin kimden çıktığını araştırmış mıydınız?
Cevabınız hayırsa kredi kartının kil tabletlerden metal kartlara kadar geçişine temassız bir dokunuş yapalım.
Kredi kartının hikâyesi nedir? Sandığınızdan daha eski zamanlardan beri hayatımızda.
Kredi terimi aslında antik Mezopotamya’dan, en az 5 bin yıl öncesine kadar dayanıyor. O dönemlerde kil tabletlerin üzerine yazılanlar da bize kredi sistemi hakkında bilgi veriyor. Komşu tüccarlar arasındaki işlemlerin kayıtlarının yer aldığı tabletlerde, önce satın alıp daha sonra ödemeye yönelik anlaşmaların örnekleri yer alıyor.
Binlerce yıl sonra ise bu eski yöntemler, yerini tüccarların, malzeme satın almak için parası olmayan çiftçilere mal dağıttığı mağaza kartlarına dönüyor. Tüccarlar bu sistem için kredi makbuzu olarak metal para veya küçük levhalar basıyordu. Çiftçiler de mahsullerini hasat ettikçe tüccarlara olan borcunu ödüyordu.
20. yüzyılın ortalarında ise ABD’de yaşanan ekonomik büyüme ve tüketim alışkanlıklarındaki değişim, kredi kartı fikrinin doğuşuna zemin hazırladı.
İlk modern kredi kartı: Diners Club
“Kredi kartını kim buldu?” sorusunda oklar Frank McNamara’ya dönüyor. Kredi kartı fikrinin ilk somut örneği, 1950 yılında Frank McNamara’nın başını çektiği Diners Club tarafından sunuldu. Efsaneye göre McNamara, bir iş yemeğinde nakit para taşımadığını fark etti ve bu deneyimi, ödeme yöntemlerini kolaylaştırma fikrine dönüştürdü. “Kredi kartı nasıl bulundu?” sorusunun cevabının günlük yaşantıdan bir deneyim olacağı aklınıza gelir miydi?
Bu fikir, Diners Club’ın doğuşunu işaret ediyordu. Diners Club kartı, başlangıçta sadece restoranlarda kullanılabilecek bir ödeme aracı olarak tasarlandı. Kartı olan müşteriler, yemekleri karttan ödüyorlardı ve restoran faturayı Diners Club’a gönderiyordu. Diners Club da küçük bir komisyon karşılığında ödemeyi doğrudan restoranın hesabına aktarıyordu.
Bu uygulama kısa sürede popüler hâle geldi ve ilk yılda kart üye sayısı 10 bini aştı.
Diners Club’ın başarısı, diğer finansal kuruluşları da benzer ödeme sistemleri geliştirmeye teşvik etti.
1958’de, American Express kendi kredi kartını piyasaya sürdü ve bu şarj kart, seyahat ve eğlence harcamalarında kullanılmak üzere tasarlandı. Bu kartlar, kullanıcılarına belirli bir kredi limiti sunarak, ay sonunda tek bir faturada ödeme yapma imkânı sağladı. American Express, 1966’da ticari amaçla seyahat edenler için de kurumsal kart çıkardı.
Yine 1958’de Bank of America, Visa’nın öncüsü olan BankAmericard’ı tanıttı. Bu adım, kredi kartı endüstrisinde devrim yarattı ve kredi kartlarının geniş kitlelere yayılmasını sağladı. 1966’da ise eyalet çapında kullanıma sunuldu. 1976’da BankAmericard adını Visa olarak değiştirdi ve kredi kartı işlemlerini daha da kolaylaştıran ve kart kullanımını uluslararası alana taşıyan bir sistem geliştirdi.
1970’ler ve 1980’ler boyunca, kredi kartları küresel ölçekte yayılmaya başladı. MasterCard (önceden Master Charge olarak bilinir) ve diğer kredi kartı şirketleri de bu dönemde ortaya çıktı.
Kredi kartlarının gelişim sürecinde pek çok aşama kaydedildi.
Kredi kartlarını daha da cazip hâle getiren puanlama sistemleri
Kredi kartlarındaki puanlama sistemleri, tüketicilere yapılan harcamalara dayalı olarak ödüller sunan bir yenilik olarak ortaya çıktı. 1980’lerin sonlarına doğru popülerleşmeye başlayan bu sistemler, kullanıcıların kredi kartıyla yaptıkları her alışverişten puan ya da mil kazanmalarını sağladı.
Bu puanlar, daha sonra uçak biletleri, otel konaklamaları, restoran indirimleri veya nakit iadeler gibi çeşitli ödüller için kullanılabiliyordu. Tahmin edersiniz ki puanlama sistemlerinin gelişimi, tüketicileri daha fazla harcama yapmaya teşvik ederek kredi kartı kullanımını arttırdı ve müşteri sadakatini güçlendirdi.
2021 Kredi Kartıyla Alışveriş Araştırmasına katılanların verdiği oylarda, yüzde 22’lik kesim, belirli bir kredi kartı seçerken ödüllere bakıyordu.
Kredi kartı endüstrisinin genişlemesi, beraberinde bir dizi düzenlemeyi de getirdi.
1970’lerden itibaren, ABD’de ve dünya genelinde hükümetler, tüketicileri korumak ve adil bir rekabet ortamı sağlamak amacıyla çeşitli yasaları hayata geçirdi. ABD’de 1974’te çıkarılan Eşit Kredi Fırsatı Yasası, tüketicilere yanlış ya da haksız faturalandırmalara karşı itiraz etme hakkı tanıdı.
Benzer şekilde, 2009’da kabul edilen Kredi Kartı Sorumluluk Sorumluluğu ve Bilgilendirme (CARD) Yasası, kredi kartı şirketlerinin faiz oranları ve ücretler konusunda daha şeffaf olmasını gerektirdi. Bu tür düzenlemeler ile kredi kartı kullanımının daha güvenli ve adil hâle getirmesi amaçlanmıştı.
Kredi kartı güvenliği ve kullanım kolaylığını arttıran manyetik şerit
1960’larda kartın arkasına yerleştirilen manyetik şerit, kart sahibinin bilgilerini dijital bir formatta saklayarak, her işlemde bu bilgilerin otomatik olarak okunmasını sağladı. Bu teknoloji, satış noktasında işlemlerin hızlanmasına ve hata oranlarının azalmasına da yaradı.
Son büyük yeniliklerden biri temassız kartlar
2000’lerin başında kredi kartı teknolojisinde çığır açan temassız özelliği, Yakın Alan İletişim (NFC) teknolojini kullanarak kartın bir ödeme terminaline fiziksel temas olmadan işlem yapabilmesini sağladı.
Tüketiciler, temassız kartlarını terminalin yakınına getirerek hızlı ve kolay bir şekilde ödemelerini gerçekleştirebilir hâle geldiler. Temassız ödemeler, özellikle küçük tutarlı işlemlerde zaman tasarrufu sağlayarak ve kullanım kolaylığı sunduğu için de popülerlik kazandı. Bu teknoloji, pandemi döneminde hijyen endişeleri nedeniyle daha da yaygınlaştı ve birçok ülkede temassız ödeme limitleri artırıldı.
Kredi kartları nasıl çalışıyor?
Kredi kartıyla yapılan bir alışveriş, aslında oldukça karmaşık bir finansal işlem zincirini harekete geçiriyor. Tüketicinin kartıyla bir ürün ya da hizmet satın alması, kartı veren banka, ödeme altyapısını sağlayan ağ ve satıcının bankası arasında hızlı bir bilgi ve para akışı başlatıyor.
Bu işlem, tüketicinin banka hesabından anında para çekilmesi yerine, bankanın tüketici adına satıcıya ödeme yapması ve daha sonra bu ödemeyi tüketiciden tahsil etmesi şeklinde işliyor. Sistem, tüketicilere esnek bir ödeme imkânı sunarken, satıcıların da güvenli bir şekilde ödeme almasını sağlıyor.
Kredi kartlarının geleceği, teknolojik yenilikler ve değişen tüketici beklentileri tarafından şekillendiriliyor.
Artan dijitalleşme ve mobil teknolojilerin yükselişi, kredi kartı endüstrisinde yeni ödeme metotlarının ortaya çıkmasına yol açıyor. Önümüzdeki yıllarda, biyometrik doğrulama yöntemleri gibi daha güvenli kimlik doğrulama teknolojilerinin kullanımı artacak gibi görünüyor. Parmak izi, yüz tanıma ve iris tarama gibi yöntemler, kredi kartı işlemlerini daha güvenli hâle getirecek ve bu da dolandırıcılık risklerini azaltacak.
Blok zinciri teknolojisi ve kripto paraların yükselişi ise ödeme sistemlerinde daha fazla şeffaflık ve güvenlik sunma potansiyeline sahip. Bu teknolojiler, geleneksel bankacılık sistemlerinin dışında alternatif ödeme çözümleri sunarak kredi kartı endüstrisini dönüştürebilir.
Son olarak, yapay zekâ ve makine öğrenimi, kişiselleştirilmiş ödeme deneyimleri sunarak tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarına daha iyi uyum sağlayabilir. Bu da müşteri sadakat programlarının ve ödeme tercihlerinin daha da özelleşmesine olanak tanıyacak.
Nasıl bulunduğunu merak edebileceğiniz diğer konular: